Klasik Doğu Karadeniz Turu

Sinop - Samsun - Ordu - Giresun Trabzon - Rize - Tokat - Sivas - Batum (ekstra) 6 Gece 6 Gün KLASİK DOĞU KARADENİZ

HAREKET : Siz saygıdeğer konuklarımız ile saat: 22:30’da Konya Devlet Tiyatrosu önünden Sinop’a hareket ediyoruz. Cihanbeyli, Kulu, Kırıkkale, Çankırı, Ilgaz, Kastamonu ve Boyabat güzergâhını takiben rehberimizin anlatımı, deneyimli kaptanlarımızın güvenli sürüşü ile rahat ve keyifli bir yolculuk yapıyoruz

1.GÜN : Özel bir tesiste alacağımız sabah kahvaltısının ardından ülkemizin en mutlu insanlarının şehri olan Sinop’a ulaşıyoruz. Yemyeşil ormanı, rengârenk çiçekleri ile bir nehir gibi kara içine giren ve dünyanın nadir coğrafi oluşumları arasında yer alan Hamsilos Fiyordu ile gezimize başlıyoruz. Hamsilos Tabiat Parkı’nda vereceğimiz serbest zaman sonrasında Makedonya Kralı Büyük İskender’e “Gölge etme başka ihsan istemem” diyen Kinik Felsefenin öncüsü Diyojen’in heykelini görerek, Türkiye’nin en mutlu şehrinde mutsuz olaylara tanıklık etmiş Tarihi Sinop Cezaevi’ni (restorasyon sürmekte ise panoramik olarak görüyoruz) görüyoruz. Sinop gezimiz sonrasında Bafra güzergâhını takip ederek Samsun’a ulaşıyoruz. Milli mücadelemizin simgesi Samsun Atatürk Anıtında fotoğraf molası verip, Samsun Doğu Park sahilinde aslına uygun olarak inşa edilmiş olan ve 2003 yılından bu yana ‘’Bandırma Gemisi ve Milli Mücadele Açık Hava Müzesi’’ olarak ziyarete açık olan Bandırma Vapuru’nu geziyoruz. Ulu Önder Atatürk'ü silah arkadaşları ile birlikte İstanbul’dan Samsun’a getiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli bir rolü olan Bandırma Vapuru’nun aslına uygun maketini görüp fotoğrafladıktan sonra mavinin yeşille dansının bütünleştiği eşsiz manzaraların seyri ile Çarşamba ilçesine ulaşıyoruz. Burada Anadolu ahşap mimarisinin ahşaptan yığma tekniğiyle inşa edilmiş, çivi kullanılmadan yapılan ve ülkemiz sınırları içinde ayakta kalabilen en güzel eski ahşap cami örneklerinden birisi olarak kabul edilen Tarihi Göğceli Camii (Çivisiz Camii)’ni ziyaret ediyoruz. İnşa kitabesi bulunmayan, kayıtlı bir vakfiyesine rastlanmayan Camii’nin bilim adamlarının yapmış olduğu çalışmalar sonucunda 1206 yılında inşa edildiği, önündeki revakın 1335 yılında eklendiği veya onarıldığı anlaşılmıştır. Yapımında Karaağaç, dış budak, kestane gibi ağaçlar kullanılmıştır. Tarihi Göğceli Camii (Çivisiz Camii) gezimiz sonrası Ünye’ye hareket ediyoruz. Ünye’de kısa bir serbest zaman sonrasında Fatsa'ya ulaşıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. (Yalçın Otel Vb.)

2.GÜN: 

Otelimizde alınan sabah kahvaltısının ardından Karadeniz’in kendine has kültürü ve Şehzadeler şehri olarak bilinen iki ilimizden birisi olan Trabzon’a hareket ediyoruz. Zil çalan karnımızın sesine kulak vererek, yenildiğinde vazgeçilmez olan meşhur Akçaabat köftesini tadabilmek için öğle yemeği molası veriyoruz. Sonrasında yolumuza devam ederek Evliya Çelebi’nin ‘’Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası.’’ diye tarif ettiği Trabzon’da ilk durağımız Ayasofya Cami olacak. Komnenoslar dönemi merkez kiliselerinden birisi olan ve şu an camii olarak kullanılan Trabzon Ayasofya’sı gezimizi rehberimizin anlatımları ve fotoğraf molamız ile tamamlıyoruz. Ardından Türkiye’deki en güzel Atatürk Evleri’nden birisi olan Soğuksu Mahallesindeki Atatürk Köşkü’nü (*Açık Olması Halinde*) rehberimizin anlatımı ile geziyoruz. Trabzon’a hâkim Soğuksu sırtlarında, çam ormanları içinde yer almakta olan ve Atatürk’ün Trabzon’a ilk gelişinde gezerken görüp beğendiği o dönemdeki konak, bugünkü adı ile Atatürk Köşkü Müzesi gezimizi çekeceğimiz güzel fotoğraflar ile tamamlıyoruz. Trabzon’a özgü, Osmanlı döneminden bu yana süregelen gümüş kazaziye ve hasır işlerinin tanıtılıp satışının yapıldığı gümüş mağazasında gerçekleşecek tanıtımı dinleyerek, alış-veriş için serbest zaman veriyoruz. Sonrasında doğal yaşam klasiğini tatmak üzere Karadeniz'in eşsiz doğasındaki Kayabaşı Yaylasına transfer için hareket ediyoruz. Bizleri transfer noktamızda bekleyen minibüslerimize bagajlarımızı alarak biniyor, hayranlıkla seyredeceğimiz manzaralar eşliğinde yaylamıza ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama yaylamızda. (Kayabaşı Yayla Kent Vb.)

3.GÜN: 

Yaylamızda alınan sabah kahvaltısının ardından transfer minibüslerimiz ile otobüsümüzün yanına dönüyor, bagajlarımızın otobüse yerleşimi sonrası Altındere Milli Park alanına ulaşıyoruz. Trabzon’un Maçka ilçesi Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere Vadisi’ne hâkim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş, halk arasında “Meryem Ana” adı ile anılan Sümela Manastırı’na transfer noktasındaki minibüslerimiz ile çıkıyoruz. Manastır yakınında minibüslerden iniyor, yaklaşık 500 mt. patika yoldan yürüyüş ile uzun süredir restorasyonu devam eden, günümüzde kısmen ziyarete açık olan manastırı görebileceğimiz teras katına merdivenlerden çıkıyoruz ve rehberimizin anlatımını dinleyerek, fotoğraflarımızı çektikten sonra gezimizi tamamlıyor, minibüsler ile otobüsümüzün yanına dönüyoruz. İçtiğimiz her yudumunda keyfine doyamadığımız çayın tarihçesini rehberimizin keyifli anlatımından dinleyerek, dalından koparılan çayın demliğe gelene dek geçirdiği evreleri görmek için Çay Fabrikasında mola veriyoruz. Çay’ın fabrika aşamalarının anlatımını dinledikten sonra alışverişimizi gerçekleştiriyor ve yolumuza devam ediyoruz. Türkiye’de bıçağın ana vatanı olarak bilinen Sürmene’ye hareket ediyoruz. Özelliği; ustalarının çeliğe su vermedeki maharetinde saklı olan, meşhur Sürmene bıçakları tanıtımını dinleyerek, alışverişimizi gerçekleştiriyoruz. Ardından keyifli bir yolculuk ile Rize’ye ulaşıyoruz. Kuman Türkleri tarafından yüzyıllarca önce Rize’ye getirilen, Hint keneviriyle; yani kendir ipiyle el dokuma tezgâhlarında üretilen özel ürünlerin sunumlarının yapıldığı, yöre insanı için hala önemini koruyan “feretiko” (Rize bezi)’nun fabrika satış mağazalarından birisinde alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Sonrasında Çayeli-Pazar-Ardeşen güzergâhını takip ederek büyüleyici güzelliğine şahitlik edeceğimiz Fırtına Vadisine ulaşıyoruz. Kaçkar dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçlarından akan derelerin birleşmesi ile oluşan Fırtına deresi kenarından 1350 m. yükseklikteki Kaçkar Dağları Milli Park alanında yer alan Ayder Yaylası’na ulaşıyoruz. Kaçkar Dağları’nın eteklerinde doğanın eşsiz manzaralardan biri olan Gelin Tülü Şelalesi’nin büyüleyici güzelliğine şahitlik ediyor, bu güzellikleri çekeceğimiz fotoğraflar ile taçlandırarak otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. (Haşimoğlu Otel Vb.)

4.GÜN: 

Otelimizde alınan sabah kahvaltısının ardından Çamlıhemşin’e hareket ediyoruz. Doğal güzellikleri, sakin ve huzurlu atmosferi ile içinde nice güzellikleri saklayan Çamlıhemşin’de bizleri bekleyen minibüslerimize biniyor ve Fırtına Vadisi’ni keşfe başlıyoruz. Yolumuz üzerinde panoramik olarak; 1937 yılında Makrevis köylülerinin öncülüğünde imece ile yapılan, 1998 yılına kadar Atatürk ilkokulu olarak eğitim veren ve günümüzde otel olarak işletilen tarihi Taşmektep yapısını, 1500'lü yıllarda kurulan eski adı Kuşiva olan "Yolkıyı" köyünü, basında çıkan haberleri ile kulaklarımızda aşina olan Ortan Köyü'nü geçerek, Şenyuva (Çinçiva) köyünde duruyoruz. Hemşin yerleşkesi olan konakları ve eski dokusuyla ünlü köyümüzde gezimizi yapıyoruz. Sevdaluk dizisi ve daha birçok dizi çekimlerinin yapıldığı tarihi Çinçiva Köprüsü’nü fotoğraflıyor, sonrasında 14.yy Fatih döneminde fethedilen Zilkale'ye hareket ediyoruz. Avup Dağı'nın üzerinde konumlanmış, denizden 750 metre, dere yatağından yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunan Kale’yi geziyor ve serbest zaman veriyoruz. Ardından Palovit Şelalesi’ne gidiyoruz. Kaçkar Dağları Millî Parkı sınırları içerisinde bulunan, kaynağını Palovit Deresi'nden alan ve 15 mt. yüksekten akan, Rize’de debisi en yüksek şelalelerden birisi olan Palovit Şelalesi’nde fotoğraf molamızı veriyoruz. Muhteşem doğasına tanıklık ettiğimiz keyifli gezimiz sonrasında tekrar otobüsümüze ulaşıyor ve Kaçkar dağlarının Karadeniz’e bakan yamaçlarından akan derelerin birleşmesi ile oluşan Fırtına deresi kenarında öğle yemeğimizi alıyoruz. Dileyen misafirlerimiz Zipline keyfini de burada gerçekleştirebilecektir. Ardından Of-Çaykara yolunu takip ederek, berrak buz gibi soğuk suların aktığı dere boyu muhteşem güzellikler eşliğinde 1090 metrelik rakımda bulunan Uzungöl’e ulaşıyoruz. Yamaçlardan Haldizen deresine düşen kaya parçalarının, derenin önünü kapatmasıyla oluşmuş doğal heyelan set gölü Uzungöl’ün muhteşem doğasında gerçekleştireceğimiz yürüyüş ve serbest zaman sonrasında Uzungöl’den ayrılarak Giresun’a hareket ediyoruz. Giresun İli, Dereli İlçesi, Kümbet köyü sınırlarında 1840 mt. yükseklikteki Koçkayası Tabiat Parkı’na ulaşıyoruz. Giresun Kümbet Yaylasında bulunan otelimize ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. (Birun Kümbet Evleri Vb.)

5.GÜN:

Yaylamızda alınan sabah kahvaltısı ve serbest zamanımızın ardından ülkemizin en güzel şehir manzaralarından birisini görebilmek için Ordu’ya hareket ediyoruz. 'Boztepe'ye çıkmalı, şu Ordu'ya bakmalı' diyerek, denizden 450 mt. yükseklikteki Boztepe’ye çıkıyoruz. Boztepe yamaçlarına serilmiş olan Ordu’yu tüm güzellikleri ile kuşbakışı seyrederken dileyen misafirlerimiz çay ve kahvelerini yudumlayabilir ve eşsiz manzarayı fotoğraflayabilir. Keyifli günümüzün ardından Fatsa’ya hareket ediyoruz. Otelimize yerleşme. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.(Yalçın Otel Vb.)

6.GÜN: 

Otelimizde alınan sabah kahvaltısının ardından Tokat’a hareket ediyoruz.  Anadolu’ da Taş Baskı Yazmacılık denildiğinde akla ilk gelen şehir olan Tokat’a ulaşıyoruz. İlk durak noktamız günümüze kadar Tokat’ta uygarlık kurmuş bütün medeniyetlerin izlerini taşıyan, Tokat eski kent merkezini ve aynı zamanda kentin tarihi ticaret merkezini oluşturan Sulu Sokak ve onunla bütünleşmiş Halit Sokak olacak. 900 yıllık tarihin izlerini hayranlıkla gezerek Ulu Camii’ye gidiyoruz. Danişmendliler Dönemi'nde 13. yüzyılda yapılmış, 1679 yılında Avcı Mehmed zamanında tamamen yenilenmiş olan Ulu Camii gezimiz sonrasında Arastalı Bedesten(Tokat müzesi)‘ni de gördükten sonra "Kazancılar Çarşısı" da denilen Bakırcılar Çarşısı’nı geziyoruz. 1626-1632 yılları arasında inşa edilmiş bir Osmanlı eseri, aynı zamanda Anadolu’daki en büyük ve en güzel şehir hanlarından biri olan Yazmacılar Çarşısı olarak da bilinen tarihi Taşhan’da serbest zaman veriyoruz. Serbest zamanımızın ardından Cumhuriyet Kenti Sivas'a hareket ediyoruz. Sivas’ta ilk olarak Türk mimarisinin ve süsleme sanatının birlikte görülebildiği en önemli yapılardan birisi olan Gök Medrese’yi geziyoruz. Ardından Danişmentliler döneminde 2. Kılıçarslan’ın oğlu Kudbeddin Melih Şah tarafından 1197 yılında inşa ettirilen, Anadolu’daki ilk camilerden birisi olan ve günümüzde eğri minaresi ile görenleri büyüleyen Sivas Ulu Camii’ni görerek şehir merkezine hareket ediyoruz. Kurtuluş Savaşı’ndaki kongre heyecanını yaşamak üzere Kongre Binası, Atatürk ve Etnografya Müzesi’ni geziyoruz. Ardından kent meydanında sırası ile; 1580 yılında 3.Murad’ın veziri Sivas Valisi Ali Bey oğlu Mahmud tarafından yaptırılan Kale Camisi’ni,1271 – 72 yılında Muzaffer Burcuverdi tarafından yaptırılan Buruciye Medresesi’ni, aynı tarihte İlhanlı veziri Sahip Şemseddin Mehmed Cüveyri tarafından yaptırılan Çifte Minareli Medrese’yi, 1217 -18 de 1.İzzettin Keykavus tarafından yaptırılan Şifaiye Medresesi ve Darüşşifası’nı gezerek dönüş yolculuğumuza geçiyoruz. Kayseri, Nevşehir ve Aksaray güzergâhını takip ederek Konya’ya ulaşıyoruz. Keyifli gezimizin ardından siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktaya bırakıp, bir başka FARMATUR programında görüşmek üzere ayrılıyoruz.

(Batum programımız pandemi koşulları ve sınır giriş-çıkış şartlarının olumlu olması halinde ekstra gerçekleşecektir. Batum turuna katılan misafirlerimiz Palovit - Zilkale programına dahil olmayacaktır. Batum programının ücreti bu programa katılacak kişi sayısı dikkate alınarak belirlenecektir.)